Döviz, Alkol, Tütün. Başlıktaki üç sözcüğün ilk harflerinden çıktı bu DAT devrimi.
Ülkemizi Saray rejiminden kurtarmaya çalışanlar, ellerindeki tek aleti çekiç sananlar misali yalnızca sandığı, seçimi görüyorlar. Bu Dersimli Çoban diyor ki; Millet ittifakının mevcut bileşenleri ve gelecekteki muhtemel tüm bileşenleriyle yapılacak bir seçimde oyların % 95 şini alsalar dahi iktidarı alamazlar. Sarayın başını çektiği Cumhur ittifakı Yüzde beş oy ile barajın altında kalsa dahi iktidarı vermez. Ve der ki, ben yüzde 95 oy aldım. Rakiplerim yüzde beş ile baraj altında kaldılar. Bunu kedi, trafo vb ile rahatlıkla yaparlar. Çünkü buna mecbur ve mahkûmlar. Tarihte hiç kimse sarayını başkalarının (sandığın) söylemesiyle, sarayın çalışanlarına vererek, kendisi de çalışanların kulübelerinde yaşamını sürdürmemiştir. Onun için boşuna seçim (erken-normal) ile kendinizi avutmayın ve milleti de kandırmayın.
PARASINI PUL EDEN İKTİDARLAR, MİLLETİNİ DE KUL EDERLER.
Dersimli Çoban.
Alın size dört dörtlük silahsız, kansız, cezasız, zahmetsiz ve masrafsız devrim projesi.
İçkiyi en çok içen kim? Hiç kuşkusuz Millet cephesinin bileşenleri ve solcular.
Bunları sizde evinizde yapabilirsiniz
Peki, içtikleri her şişe içkinin 100 lirasının 85 lirası Saray’a vergi olarak gitmiyor mu? Evet gidiyor. Yani bizim rakı şişemizin çeyreğinden azını biz içerken en büyük kısmını Saray ve yandaşları içiyor. Bu da bana göre saraya oy vermektir.
Tütünü en fazla kim içiyor? Hiç kuşkusuz biz muhalifler. 20 liraya aldığımız ve içinde 20 tane sigara olan paketimizden yalnızca 4 tanesini biz içerken 16 tanesi vergi olarak saray ve yandaşlarına gidiyor. Yine saraya karşı görünerek saraya oy vermiş olmuyor muyuz?
Kendiniz sarabilirsiniz
Asgari ücretli ve emeklilerimiz dâhil maaşımızı alır almaz paramızı dövize çevirerek ihtiyaçlarımız kadar her gün bozdurarak harcarsak hem kazanır hem de DAT devrimini hızlandırırız.
Bunları alın, hem kazanırsınız hem de devirirsiniz.
Ben tütünü bıraktım. Rakımı kendim yapıyorum ve paramı da dövizde tutarak DAT devrimi mücadelemi başlattım. Yukarıda görüldüğü üzere dövizi alıp, alkolünüzü kendiniz yapar ve tütününüzü bırakır, bırakamıyorsanız kendiniz sararsanız ülkenizde en kolay, en risksiz, en masrafsız devrimi gerçekleştirmiş olursunuz.
Ulusal kurtuluş mücadeleleri her zaman dışardan gelen işgalcilere karşı verilmez.
Günümüzde artık emperyalistler ordularıyla mazlum ülkeleri işgal etmiyorlar.
O mazlum halkların başına diktikleri yerli işbirlikçileri aracılığıyla işgallerini gerçekleştiriyorlar. 12 Eylül faşist darbesi gerçekleştiğinde; Pentagon’un Beyaz Saray’a, “bizim tosuncuklar işi başardı” müjdesi aklı olanların akıllarına kazındı. Yeni ulusal kurtuluş mücadelelerinde artık dışardan işgalci beklemeden önce, bu yerli fakat milli olmayan işgalcilere karşı mücadelelerden geçiyor.
Unutmayın ki; diktatörlerin büyük çoğunluğu narsist olarak işe başlarlar ama sadist olarak işi bitirirler. Narsizm ile sadizm arasındaki perde çok incedir. Perdenin arkasındaki narsist perdenin önüne çıkmak zorunda kalınca sadist olur. Hitler, 1945 te yolun sonuna geldiğinde, yenilgi gerçeğiyle yüzleşince verdiği son emri şuydu; ‘Almanya’da ayakta kalmış her şeyi havaya uçurun, yakın, yıkın’ olmuştu. Buda, Almanların elinden her türlü hayatta kalma olanağını alın demekti. Bana yar olmayanı Almanlara yar etmem diyordu. Devirmezseniz devirilirsiniz.
Yeter ki, siz ALIN, SARIN, YAPIN. Sonucu kontur garantili devrim.
Silahsız, kansız, hapissiz, masrafsız olup aksine kazandıran devrim.
HADİ BAŞLAYALIM DEVRİMİMİZE. DAT, DAT YAPALIM VE DEVİRELİM GİTSİNLER.
MAHPUSSUZ, SİLAHSIZ, KANSIZ, RİSKSİZ, CEZASIZ VE KAZANÇLI BİR DEVRİM.
Dersimli Çoban