Aslında bu yazının başlığı şöyle idi: “DERSİMLİLERİN DEVRİMCİLERİNE, HALKINA VE KADINLARINA ÇAĞIRI: BÖLÜNMEYELİM, BÖLÜŞELİM”
Ben yazıyı bitirip düzenleme ve baskı için grafikere gönderdikten sonra Diyarbakır’dan değerli dostum İbrahim Güçlü arayıp PKK’nin bizi (Dersimlileri ve Komünist Başkanını) tehdit ettiği haberini verdi. PKK’nin birkaç sitesinden yazıyı okuyunca haliyle yazının başlığı ve sonu da bu yeni ek ve düzenlemeye mecbur ve mahkum oldu.
Kendisini doğuran ve doğurtanın verdiği adla Emirali, devletin kimliğine yazdığı adla Fatih Mehmet Maçoğlu. Osmanlıdan Cumhuriyete belediyeciliğn bu coğrafyada ilk kuruluşundan bu güne birbuçuk asırdan (155 yıl) fazla zaman geçti. Bu ülkenin komünist namıyla ilk ve tek Başkanını Dersim’in küçük bir ilçesi Ovacık’ın halkı hak etti.
Bu Komünist Başkan Dünyada ve Ülkemizde; her ırktan, her renkten, her görüş ve her sınıftan öyle çok insanın gönlüne girdi ki, ziyaretçileri Dersim’in iki büyük kutsalı Munzur Baba ve Düzgün Babanın ziyaretçi sayısını geçti. Dersim’i ülkemizin ve Dünyanın markası haline getirdi. Osmanlı’nın Fatih Mahmet’i İstanbul’u kılıçla, okla, mızrak vb silahlarla fethetti. Bizim Fatih Mehmet’imizde insanların gönüllerini sevgiyle, saygıyla, dürüstlük ve asaletle fethetti.
Bizim Başkanın kömünistliği; marxsizmin teorisinin yoksun ve yoksulu, fakat marxsizmin pratiğinin en zenginlerinden. Anlayacağınız sosyalist ahlakı içselleştirerek kimlik ve kişiliğine dönüştürmüş. Hani Karl Marx’ın kendisine yönelik bir özeleştiri olarak da alabileceğimiz; “Filozoflar dünyayı hep yorumladılar. Ama dünyayı değiştirmek için parmağını dahi oynatmadılar.” Sözü var ya…
Bizim Başkan parmağını değil tüm bedenini çevresinden başlayarak dünyayı devrim için değiştirmeye adayarak bu konuda Marx’ı çok fazlasıyla aşmış durumda.
Ben şahsen bir dönem daha Ovacık’ta kaldıktan sonra merkeze gitmesini istedim. Fakat o ve onun siyaset arkadaşları dinlemediler. Bu nedenle O’na ve arkadaşlarına kırgın ve kızgınım. Neyse olan oldu, şimdi Dersim merkezde yarışıyor.
Karşısındaki güçlere bakıyorum da; ilk sırada sol güçlerin bileşenlerinin (EMEP-ÖDP,ESP ve diğer sol guruplar) oldukları HDP var. Belirli diğer iki güçte; Dersim’in katili Kemalist diktatörlüğün partisi CHP ve postalcı, üniformacı Kemalist diktatörlüğü yıkarak yerine geçen takkeci, takunyacı teokratik AKP diktatörlüğü var. Hadi bu iki Dersim düşmanı diktatörlük partilerini anladık. Onlar görevlerini icra ediyorlar. Peki size ne oluyor, solcuyum, devrimciyim diyenler? İttifak yaptığınız HDP’ye bu halk üç dönem aralıksız belediyeyi verdi. Peki HDP belediyeleri bu halka ne verdi?
Şimdi siz, iki diktatörlük partisini (AKP-CHP) bırakmış Komünist Başkanla uğraşıyorsunuz. Sizin mücadele önceliğiniz faşit diktatörlük partileri mi, yoksa sosyalist komünist Başkan Fatih Mehmet Maçoğlu’mu? 2007 seçimlerinde yine bu hatayı yaptınız. Siz Şerafettin Halis’i seçtirmeye çalışırken, ben de bağımsız devrimci aday Sinan Samat için çalışıyordum. Yerel medyaya ve sizin sitelerinize yazılar yazdım. Sizin temsilcilerinizle görüşmeler yaptım. Ama dinlemediniz ve bizimle ittifak yapmadınız. Siz iki MV nin oyu kadar oyu alarak tek bağımsız MV çıkardınız. Sizin fazla oylarınızın yalnızca çeyreği verilseydi Sinan Samat MV seçilecekti ve Dersim düzen partilerine geçit vermeyerek iki bağımsız devrimci MV çıkarma ünvanını kazanacaktı. Sizin bu benci ve bencil tutumunuz nedeniyle sabah akşam size küfür ve hakaret eden Kamer Genç’i Sinan Samat’ın yerine parlamentoya siz gönderdiniz. Dersim halkı değil. Ben 2007 seçiminde düşmanım CHP’nin adayı diye; kayınbiraderim, dayımın oğlu, çocukluk arkadaşım olan Vahdet Sinan Yerlikaya’ı yaptığım çalışmalarla engelledim. 2007 seçiminde yazdığım bildiri ve yazılarla ve yaptığım afişle; Rize MV Şevki Yılmaz, MHP’li Fırıldak Kubi’nın yanlarına Kamer Genç ile Vahdet Sinan Yerlikaya’nın resimlerini koyarak şu soruyu sormuştum. Afişin en üstüne “Dersimliler siz bunlara layıkmısınız?” Afişin en altına da “Dersimliler bunlar size layık mı?” İşte bu afişim ve birkaç yazımla Dersimliler düşündüler ve CHP’ne yol vermediler. Yapılan araştırmalar benim bu karşı çalışmalarımla CHP’ne binin üzerinde oy kaybettirdi. CHP yani Vahdet Sinan Yerlikaya yalnız 242 oyla seçim kaybetti. Siz ise düşmanınız CHP ile Kamer Genç’i bırakıp Sinan Samat ile uğraştınız. Siz bu gün yine aynı noktada ve aynı hatada ısrar ediyorsunuz. Komünist Başkan yerine AKP veya CHP adayını seçtirmenin aracı olacaksınız. AKP ve MHP faşist bloğuna MV vermeyen tek il olan Dersim’in Belediyesini komünist başkan yerine bu faşistlere vermenin sorumlusu olacaksınız. Dersim devrime yürürken size kösteklemek değil, desteklemek görevi düşer.
2560 yaşındaki Konfüçyüs (M.Ö 551 – 479 ) bakın bize-size nasıl sesleniyor:
*Aradığını bilmeyen bulduğunda anlayamaz.
*İnsanlar sahip olduklarını küçümser, sahip olamadıklarını önemser.
*Bir şeyin haklı olduğunu bildiğin halde o şeyden yana çıkmazsan, korkaksın demektir”
Siz Dersim’de Komünist Başkanı engellerseniz, engellediğiniz Komünist Başkan değil Dersim halkı olacaktır. Engellediğiniz Dersim’in Devrimi olacaktır. Hele bir de Komünist Başkanı engellemenizle iki diktatörlük partisi CHP-AKP ni Dersim’in yerel iktidarına (Belediye) getirirseniz, bununda karşı devrimciliğin dik alası olacağını siz benden daha iyi bilirsiniz. Bunun bedeli de çok ağır olur. Bu bedelin altından hiçbir siyası kurum ve kişi çıkamaz.
Sartre’a göre insan eylemlerinden ve seçimlerinden sorumlu bir varlıktır.
Bu suçu Alman düşünür Karl Jaspers şöyle tanımlamıştır:
Adaletsizliği yapan suçludur.
Ona bunu yaptıran da suçludur.
Yapılan adaletsizliği doğrudan ya da dolaylı destekleyen de suçludur.
Adaletsizliği yapanları iktidara taşıyanlar daha da suçludur.
Komünist Başkan arıcılarla
Dersimliler 1937/38 soykırımını kötü bir milad olarak kabul ederler. 1938, Dersim’in miadı, Tunceliliğin de miladı oldu. O nedenle 1937 öncesine “döyre kırmanciye” bizim çağımız, sonrasına da döyre tırçiye, Türklük çağı derler.” Bırakın da bu Komünist Başkanla kendi çağımıza, özümüze yani döyre kırmanciyeyi yaşayalım.
Kadimden beri DERSİM olan memleketimizin adını İT zihniyetli Cumhuriyet kurucuları, bu cumhuriyeti en büyük destekle kendilerine sunan Dersim Alevilerine; dilinizi, dininizi ve ırkınızı terk ederek benim dilime, dinime ve ırkıma döneceksinizi dayattılar. Dersimliler bunu kabul etmedikleri için Kemalgiller; siz gümüşseniz biz de tunçuz ve sizi tunçla ezeriz deyip 1935 te adını Tunceli’ye(Tunç-eli) çevirdiler. Ardından da tunçlarıyla 1937/38 de Dersim’i kırıp ezdiler. Şimdi bütün dünya bu seçimde Dersimlilere bakıyor. Bakalım TC Devleti Dersimlilerin ne kadarını Tuncelileştirerek Kemalistleştirip celladına aşık hale getirmiş.1937/38 soykırımının ardılları olan bizlerden halen Kemalist diktatörlüğün Tuncelileştirilemeyip Dersimli kalanları, akıllarına ve vicdanlarına şu soruyu sormalılar. Benim Dersimli kimliğimi Kemalist Kemal (Kılıçdaroğlu) mı yoksa Komünist Başkan mı daha fazla onurlandırarak temsil eder?
“Her millet layık olduğu kişiler tarafından yönetilir.”
Tüm Belediye Başkan adaylarını önünüze koyarak şu soruları aklınızdan süzülmüş vicdanınıza sorun:
Bu adaylardan hangisi benim Dersimli kimliğimi onurlandırıyor?
Partimin adayı mı?
Aşiretimin adayı mı?
Akraba adayım mı?
Yoksa Komünist aday mı?
Hangisi Dersim’e iş, aş, doğruluk, şeffaflık, dürüstlük, onur, gurur ve güzellik getirir?
Herkes aklına ve vicdanına sorduğu bu soruların cevabına göre oy kullanırsa yanılmaz. Sorun ve sorgulayın. Ne diyordu 2500 yaşındaki en baba filozof SOKRATES;
“Sorgulanmamış hayat, yaşanmaya değmez. Herkes sorularından ibarettir.”
Dersim’den hep basiretsiz ve beceriksiz Kemallerin çıkmadığını, gönül Fatihlerinin de çıktığını Dünya âlem gördü de siz mi göremiyorsunuz? Yoksa görüp anladığınız halde benim adamım, benim partim, benim siyasetim bencilliğine kurban mı ediyorsunuz Dersim’i ve Devrim’i?
Şimdi bana soracağınızı tahmin ettiğim şu sorunuzu yanıtlayayım. Medem sen bu Kominist Başkana kızgın ve kırgınsın neden destekliyorsun? Hemen söyleyeyim ki, benim Komünist Başkanla herhangi bir akrabalık, aşiret vb hiçbir yakınlığım yok. Benim Komünist Başkanla hiçbir illiyet bağım da yok. Ben Komünist Başkanı değil memleketim Dersim’i ve Dersimli hemşerilerimi destekliyorum. Biraz a priori (akıl yürütme) yapan herkes bu kanıya ulaşır.
Komünist Başkan mükemmel bir Başkan mı diye sorarsanız size hayır derim. Sizi direk olarak, pürüzlü mükemmel diye yanıtlarım. Bu pürüzlü mükemmelliği anlamak için de; Medicat kitaplarından çıkan, Mehmet R. Doğan HYPERLINK “https://www.kitapyurdu.com/yazar/yigit-ahmet-kurt/191997.html”‘un yazdığı Pürüzlü Mükemmellik kitabını okumanızı öneririm.
Adam bir fenomene dönüşmüş. Yukarıda söylediğim gibi, adamın ziyaretçileri Dersimlilerin iki kutsalı Munzur Baba ve Düzgün Baba’nın ziyaretçilerini katlamış durumda. Çağımız toplumlarının en önemli besin ve beslenme kaynağı turizmdir. Bu adama gelen turistlerden Komünist Başkan değil Dersimliler yararlandı ve yararlanacak. Ben Dersimlilerin makus talihini ve tarihini değiştirecek aday olarak bu Komünist Başkanları (4 ilçe ve il) görüyorum. Lütfen siz de elinizi aklınızın süzgecinden geçmiş vicdanınıza koyarak kendinize sorun.
Sizin adayınızda böyle bir misyon var mı?
Sen ey Dersimli; seçimin (oy’un) geçimindir, kaderindir. Oyunu kendine, kaderine, geleceğine, çocuklarına, torunlarına ver. Oyunu işine, aşına ver.
Senden oy isteyene şunları sor: Oyuma karşılık sen bana ne vereceksin?
İşimi bereketlendirip, aşımı bollandıracak mısın?
Benim Dersimliğime bağlı ve bağımlı kimliğimi onurlandırıp, gururlandırarak şereflendirecek misin?
Şu Dersim’in makus talihini değiştirip dönüştürecek misin?
Yoksa kendin mi köşeyi döneceksin?
Sor be kardeşim. Her zaman, her yerde sor.
Sorarak, sorgulayarak, düşünerek oy ver. Çünkü seçimin geçimin, oy’un da kaderin olarak sana geri döner.
Sizin şunu merak ettiğinizi biliyorum. Ovacık’ta yaptı ama Tunceli farklı bir yer burada ya, yapamazsa? Haklısınız yapamaz ve yaptırmayız da. Biz onu yalnızca seçeceğiz. Başkanlık yaptırmayacağız. O’nun işi Dersim’i Dünyaya tanıtmak. Başkanlığı siz yani halk yapacak. Dersim Halkı artık bu saatten sonra hiç kimseye kendini yönettirmez (güttürmez). Ancak yönetişir. Biz kendi kendimizle, Terzi Fikri modelindeki gibi yönetişeceğiz. Bunu nasıl mı yapacağız. Belki de bizim Komünist Başkan doğmadan yazdığım, omuzdaşım, gönüldaşım, devrimci rol modelimiz Fatsalı Gürcü Terzi Fikri’nin Fatsa’sında gözlemleyerek yazdığım makalenin çok geç bir versiyonu için şu linkteki Terzi Fikri makalemi okumanızı öneririm. (http://www.suvaridergi.org/content/view/322/2/)
SON SÖZ OLARAK ÜÇ KESİM DERSİMLİYE…
- DERSİM DEVRİMCİLERİNE: Bu seçim Dersim için Dersim’deki devrimciler için yalnızca bir yerel seçim değildir. Dersim genelinde varoluş veya yok oluş seçimimizdir. Eğer yukarıda aktarmaya çalıştığım gerekçe ve gerçeklere rağmen inat ederek bir Komünist Başkanı engelleyerek, Dersim düşmanı partileri (AKP-CHP) Dersim’de kazandırırsanız, Dersimlilerle beraber buna neden olanlar da kaybeder. Yapacağınız en büyük devrimcilik bir fenomen olan Komünist Başkanın tüm kusur, hata ve eksikliklerine rağmen, Dersim ve devrimciliği önceleyerek adayınızı geri çekip Komünist Başkanda birleşmenizdir. Böyle bir erdemlilikte Komünist Başkan seçilir fakat sizler DEVRİMCİLER, DEVRİM ve DERSİM kazanır. Lütfen bu erdemi kendinizden ve Dersim halkından esirgemeyin. Birbuçuk asır (155 yıl) da ilk defa bir devrimci (Komünist) Başkan Dersim’e nasip oldu. O’nu yok etmek devrimcilerin işi değil. O iş karşıdevrimcilerin işi. Hem Dersim’in hem de kendinizin, geleceğini yok etmeyin. Kurucuları arasında bulunduğum eski Partim, ÖDP ile EMEP ve ESP’li yoldaşlar ve HDP’li hevaller, gelin Dersim’de bölünerek külfetleri değil, birleşerek nimetleri bölüşelim. Devrimci mücadele geçmişimizde bölündükçe mağdur olduğumuzu ve Dersimlileri de mağdur ettiğimiz bir gerçeklik değil mi? Bu ülkenin her tarafında devrim şehitlerinin olduğunu ben de biliyorum. Fakat şu küçücük nüfusuna rağmen gerek toprak altındaki devrim şehitlerimizle, işkencehaneler ve cezaevlerindeki devrimci sayımızı Türkiye’nin diğer illerine kıyasladığımızda bu il açık ara mağduriyet birincisi olmaz mı? Bütün bunlarda biz devrimcilerin hata ve kusurları hiç yok mu? Sorular çoğaltılabilir.
Yirmi yıla yakın süredir Aleviliği ve Dersimliliği Orta Asyadan Ortadoğu, Mısır ve Kızıldeniz kıyılarına kadar giderek, yerlerinde araştıran biri olarak şunu gördüm. Roma ve Vatikan Dünya Hristiyanlık alemi için ne ifade ediyorsa; Güney Amerika kıtasındaki Alevilerden başlayarak, Avrupa’nın Fransa ve İtalya’sından Balkanlara, Anadolu ve Ortadoğudan geçerek İran, Pakistan, Afganistan üzerinden Hindistan’a ulaşan coğrafyadaki Dünya Alevileri için Dersim’de öyle bir başkenti ifade ediyor. Yapılan ve yapılacak araştırmalarla bunun yakın gelecekte tüm dünyada anlaşılacağından ve görüleceğinden eminim. Dersim’in yakın gelecekte Dünya Kızılbaş-Alevilerinin başkenti-merkezi olduğu ve olacağı anlaşılacak, görülecek. Neden, ikinci bir kızıllığın kızıl komünistlerin de başkenti olmasın. Yoldaşlar, hevaller gelin BİR olalım, PİR olalım. BİR olamıyorsak Dersim için BERABER olalım. Kimi değil, neyi seçeceğimizi ve nasıl yönetişeceğimize karar verelim. Bu seçimde tüm Dünya biz Dersimlileri izliyor. Dersim’de komünistler (Devrimciler) mi kazanacak, yoksa düzen partileri CHP-AKP mi? Bu seçim Dersimlilerin Dünyadaki aynası olacak.
- DERSİM HALKINA: Bu yerel seçimde Dersim özelinde yalnızca Belediye Başkanı seçmeyeceksiniz. Kaderinizi oylayacaksınız. Ya yenileneceksiniz, ya da Düzen partileri CHP-AKP kazandığında Dersim yenilmiş olacak. Komünist Başkan seçildiğinde ise yenilenmiş devrimci bir Dersim olacak.
“Size hiçbir şey öğretemem, sadece sizlerin düşünmenizi sağlayabilirim.” SOKRATES
Bu seçimde partinize, aşiretinize, akrabanıza değil kendinize, çocuklarınıza, geleceğinize, ekmeğinize, aşınıza, onurunuza, gururunuza oy veriniz. Adaylardan hangisi bu ihtiyaçlarınıza cevapsa ona yani kaderinize, kendinize oy verin.
- DERSİM ANALARINA VE ANA ADAYLARINA: Son sözüm size ey analar!. Biliyorum ki, siz bu güne kadar hep eşlerinizin, babalarınızın, ağalarınızın ve Pirlerinizin istekleri doğrultusunda oy verdiniz. Gelin bu paradigmayı bu seçimde tersine çevirin. Bir kez de onlar sizin istediğiniz şekilde oy versinler. Biliyorum söylemenizle vermezler. Ama siz diretir ve dayatırsanız vermeye mecbur kalırlar. Bundan 2400 yıl önce Penepolis’te ve onbinlerin savaşlarında kadınlar savaşı şöyle durdurdular. Savaşlarda kocalarını ve evlatlarını kaybeden kadınlar başka çare bulamayınca, kendi aralarında örgütlenerek şu kararı aldılar. Savaşa giderseniz sizinle asla yatmayız dediler kocalarına ve bunu da uyguladılar. Bu kadın direnişi oyle bir noktaya geldi ki, erkekler yatacak kadın bulamayınca savaştan vazgeçmek zorunda kaldılar. 2400 yıl öncesinin kadınlarının yaptığını bugün siz neden yapmayasınız? Şimdiden eşlerinize şunu tebliğ edebilirsiniz. Bak kocacığım, erkeğim eğer sen Komünist Başkana açık oy kullanmazsan benimle bir daha asla ve kata aynı yatağa giremezsin. Şimdiye kadar ben senin dediklerine oy verdim. Bir defada ve bu defada şimdi sen benim komünist Başkana açık oy vereceksin. Bunu der ve seçimden on gün önce uygulamaya başlarsanız kesinlikle kazanırsınız.
Sizin için ne güzel söylemiş büyük Alevi ozan Neşet Ertaş; “Kadınlar insandır, erkekler insanoğlu.” Ey insanlar (kadınlar) şu oğullarınızı yola getirin. Osmanlı’nın Fatih Mehmet’’i İstanbul’u fethederek karanlık orta çağı değiştirdi. Bizim Fatih Mehmet de insanların gönüllerini fethederek Dersimlilerin makus ve mağdur talihini değiştirebilir. O’na destek olalım. Köstek olmayalım. Köstek olanları engelleyelim. “Vicdanımız, biz onu öldürmedikçe, yanılmaz bir yargıçtır. Honore de Balzac” Oyunuzu başkalarına göre değil vicdanınıza sorarak verin. Yanılmazsınız. Akıl ve vicdanınızdan süzülen iç sesinizin onayladığı olmalıdır oyunuz. Bitaraf olursanız bertaraf olursunuz. Vicdanınıza taraf olun.
Gelin Elele vererek; Dersim merkeze ve 4 ilçesine komünist adayları seçerek, Dünya Alevilerinin Başkenti olan Dersim’imizi Dünya Devrimcilerinin (komünistlerinin) de Başkenti yapalım.
İYİ DE SEN KİMSİN DİYENLERE:
- Deniz Gezmiş ile aynı somunu paylaşmış,
- İbrahim Kaypakkaya ile aynı tastan çorba kaşıklamış,
- Atatürk ile (müritlerinin ihbarı ile) davalaşarak 1,5 yıl hapis cezası almış,
- Kenan Evren diktatörüyle davalaşarak diğer 12 Eylül darbecileriyle birlikte yargılanma süreçlerinin başlamasının önünün açılmasına katkıda bulunmuş,
- CHP Dersim katili faşişt bir partidir kapatılsın ve Genel Başkanı K. Kılıçdaroğlu siyasetten men edilsin diye Tunceli adliyesinde dava açarak bu davayı Ankara’ya Yargıtay Başsavcılığına kadar taşımış.
- 12 Eylül faşist anayasasından başlayarak günümüze kadar her seçimde oyunu perde arkasında değil sandık heyeti huzurunda ve açık kullanan ve bundan önceki iki seçimde de HDP’ne açık oy vermiş,
- 70 yaşına gelerek yaşlanmış ama eskimemiş, proletarya çağından prekarya çağına evrilmiş, yenilenmiş ama yenilmemiş hala iri ve diri bir DEVRİM’cidir.
Ama daha da özeti ben;
Munzur Baba ile Düzgün Baba’nın sizin başınıza sardığı bir atsineğiyim, her yerde sürekli olarak üzerinize yapışır, sizi uyandırırım. Varoluş gayem sizin uyuyan bedenlerinizin üzerine konarak hepinizi uyarmaktır. Sizler kızgınlıkla sarsarak beni uzaklaştırmaya çalışsanız da ömrüm birinizin bedeninden yükselip bir diğerine konmakla nihayet bulacaktır. Benim gibi bir başkasını da kolay kolay bulamazsınız ve bu yüzden sizlere beni sakınmanızı ve Tanrı, size acıyıp benim yerime başka bir at sineği gönderinceye kadar dinlemenizi salık veririm.”
SAYGILARIMLA. – Dersimli Çoban
NOT VE ZORUNLU BİR EKLEME: Bu yazıyı bitirip düzenleme ve baskı için grafikere gönderdikten sonra PKK’nin kurucularından Ali Haydar Kaytan’ın Komünist Başkanı ve onun şahsında Dersimlileri tehdit eden açıklaması haberini Diyarbakır’dan İbrahim Güçlü dostum verdi. Dört değişik siteden okudum. PKK’nin kurucularından Kandil’deki Ali Haydar Kaytan Komünist Başkanın çekilerek HDP adayının desteklenmesini emrediyor. PKK’nin bu açıklamasının ajanslara düştüğü aynı dakikalarda da (08 Mart 2019) Tayyip Erdoğan Yanına İBO’yu da alarak Urfa’da seçim mitingi yapıyordu. HDP 3-5 MV çıkardığı halde bu seçimde belediye başkan adayı göstermeyerek Apo’nun memleketi olan kadim Kürt kenti Urfa’yı düzen partilerine bıraktı. Ama Dersim’e gelince devrimcilere bile geçit yok.
Ey Dersimliler!.. Bu kişi ve anlayışına 31 Martta gerekli yanıtı ver. PKK, Dersim’de HDP adayını Komünist Başkan lehine çekip onu desteklemedikçe hüsrana uğratmak boynumuzun borcu oldu. Aynı şey Dersim CHP lileri için de geçerli. Dersim’i partilerinin önünde ve üzerinde gören her CHP li PKK’ye inat Komünist Başkana oy vermeli. Hatta CHP Dersim merkez özelinde bir onurluluk örneği olarak adayını geri çekip Komünist Başkanı desteklemelidir.
ÖNEMLİ NOT VE DİASPORA DERSİMLİLERİNE ÇAĞIRI: Ülkenin ve Dünyanın her yanına savrulmuş Dersimliler ve Dersim dostları ve Devrimciler, sizlere de bu konuda büyük görev ve sorumluluklar düşüyor. Bu seçimde komünist başkanlar seçildiğinde sevinerek, gururlanacak ve Dersimlilere teşekkür edeceksiniz. Düzen partileri kazandığında ise üzülerek, kızarak bize küfürler edeceksiniz. Karanlığa küfredeceğinize neden bir mum yakmıyorsunuz? TESEV ve TÜİK araştırmalarına göre, şu anda nüfusu 33 bin olan Dersim’in dışarda (diaspora) yaşayan nüfusu 300 bin den fazla. Bu dışarıdaki Dersimlilerin yalnızca %10-15 memleketteki eş, dost, akraba ve yakınlarına bir telefon açar veya mesajla ulaşırsa seçimin de Dersim’inde kaderini değiştirirler. Hiç kimse, ben Dersim’de değilim orada oy kullanmıyorum bana ne diyerek bu sorumluluktan arınamaz. 1 Nisan 2019 zun ONUR’unu da AR’ınıda hepimiz ortak paylaşacağız. Ben bu seçimde Dersim’de komünist adayların kazanmasını çok istedim ama bu konuda hiçbir şey yapmadım akli ve vicdani sorumluluk gerektiren durumdur. Bu soru ve sorumluluk Dünyanın her tarafındaki Dersimlilere, Dernek ve vakıflarına özel ve tüzel kişi ve kurumlarına düşüyor. Dünyanın neresine giderseniz gidin ne siz Dersim’i bırakabilirsiniz, ne de Dersim sizi bırakır. Dersim bir aşktır. Aşkınızı terketmeyin. Dışarıdaki Dersimliler, iç Dersim’e (içinize, yüreğinize) el verin. Ses verin. Nefes verin.
Bu seçim Türkiye’de iki istisnanın dışındaki her yerinde yalnızca yerel seçimdir. İki istisna olarak AKP ve Dersim için kader seçimidir. AKP için zirveden aşağıya yuvarlanmanın başlangıcı olacak mı?
Dersim için de devrimden ve Dersimlilikten, Komünistlikten, devrimcilikten geriye düzen partilerine dönüş olacak mı? Bütün Dünya bu gözle bu seçimde Dersim ve AKP’ni izleyecek.
Bu yazıyı okuduysanız ve katılıyorsanız en geniş şekilde dağılımına katkı koymalısınız.
Bu yazının; face book, twitter, instragam vb diğer sosyal medya araçlarıyla en geniş dağıtımı için her Dersimli ve Dersimlilerin dostlarıyla devrimciler üzerine önemli görevler düşüyor.
08 Mart 2019
Dersimli Çoban
494 yorum